20 Ocak 2014 Pazartesi

Çitanın 10 Saniyesi ve Bizim Yıllık Planlar

2014 için yıllık planların hazırlamasında yardımcı olurken, neden kurumsal hayattan vazgeçtiğimi hatırlatan durumlar yaşadım. Mesela bir keresinde, daha detaylı tahminler isteyen bir müşterime, "Şu an Kasım 2013'teyiz, 2014'te Kasım'da nereye ne kadar harcayacağımızı nasıl bilebilirim? Geçen sene yaptığımız bütçede, bu ayki harcamaları ne kadar doğru tutturduk? Bütçeyi ayıralım, iki üç ay önce netleştiririz." dediğimde "amatör" diye düşünmüşlerdir sanırım. Sonuçta asla dönüp bakmayacağımız bir Excel hazırladım rastgele bölüştürerek rakamları.

Modern İşletmeciliğin kurucusu Drucker'ın konseptleştirdiği "Bilgi Ekonomisi" (Knowledge Economy) bizim Bilişim sektöründe geçerli değil, çünkü o, oturmuş sektörler ve özellikle üretime dayalı sektörler düşünülerek oluşturulmuş, bilginin depolandığı, işlendiği, iyice öğrenildiği ve üzerinde uzmanlaşıldığı bir dünya göz önüne alınarak hazırlanmış bir konsept. Fabrika yönetiminden, şirket yönetimine geçerken, "fabrika işçisi" de "bilgi işçisi" olmuştu. (Bizim şimdilerde "beyaz yakalı" dediğimiz.) Aynı şekilde, McKinsey'in yıllar önce oluşturduğu, muhasebeye dayalı yönetim stratejileri de geçerli değil dijitalleşen dünyada. İş hedefleri her zaman var, onları yakalamak için stratejiler de her zaman olacaktır, ama dijital devrimden etkilenen sektörlerde, bu stratejilerin de kökten değişmesi gerekiyor. Daha doğrusu, stratejiye ve şirket yönetimine bakışın kökten değişmesi gerekiyor.

Aşağıdaki 10 saniyelik hareketli gif, "çeviklik" (agility) kavramını çok iyi anlatıyor bence: saatte 80 kilometre hızla koşarken, daha önündeki antilop yön değiştirdiği anda, kafasını hiç kıpırdatmadan, saniyenin onda birinde tepki verip, kuyruğuyla dengesini kurup, avının peşinde koşan bir çita.
Strateji: Çevik olmak
Çitanın başarısının sebebinin hız değil, çeviklik ve ivmelenme yeteneği olduğu ortaya çıkmış son araştırmalarda. Yani strateji: çevik olmak. Aslında bu da Drucker'ın çıkış noktası olan "Hedefe Dayalı Yönetim" (Management by Objectives) konseptiyle uyuşuyor. Rakibin, hatta müşterinin belli olmadığı pazarlarda, hedef sürekli değişiyorsa, stratejinin de onununla birlikte değişmesi, hatta mümkün olduğu kadar hızlı değişmesi gerekiyor. İşte buna çeviklik diyoruz.

Bu arada, "rekabet avantajı" da artık sürdürülebilir değil. Eskiden, bir şirketin rakiplerinden çok daha iyi yaptığı ve rakiplerinin kolay kolay yapamayacağı şeylerin ortaya çıkardığı avantaj vardı. dijitalleşen dünyada artık pek yok. Amazon'da en çok satan işletme kitaplarından biri: "Rekabet Avantajının Sonu". Yazarı Columbia'da profesör ve kitap HBR yayını, yani Amerika iş dünyasını epey etkileyen bir kitap. Kitapta, hızlı iş hayatında stratejinin de hızlı olması gerektiği anlatılıyor. Artık geleceği belli olmayan sektörlerde, büyük ve güçlü yapılar kurmanın pek de istenen bir şey olmadığını anlatıyor. Bir HBR makalesinde, aynı yazar "Geçici Rekabet Avantajı" (Transient Competitive Advantage) peşinde koşup, artık o stratejiden fayda gelmeyeceğini anladığımız anda strateji değiştirmek gerektiğini anlatıyor. Eskiden Amerika'nın en büyük 500 şirketi listesine bir kere girildiğinde ortalama 60 yıl orada kalınıyorken, son yıllarda bu süre 20 yıla düşmüş ve en büyük sebebi de yeni ekonomi şirketleri.

Eskiden, bilgi edinme ve edinilen bilgiyi saklama konusunda iyi olan şirketler başarılı oluyorken, artık hızla artan ve çok kolay erişilebilen bilgiyi en çevik şekilde değerlendirilebilen şirketler başarılı olacak gibi gözüküyor.

Şu aşama, "Büyük Veri" (Big Data) konusuna geçmek için çok ideal, ama onu sonraki yazıya bırakıyorum.


0 comments:

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için çok değerli. Şimdiden teşekkür ederim.

Son zamanlarda en çok okunan yazılar: