22 Şubat 2014 Cumartesi

Online pazarlama yönetimi ve taksi benzetmesi

Taksiye bindiğinizde, o taksinin patronu siz olursunuz ve parasını ödediğiniz sürece aracın nereye gideceğine siz karar verirsiniz. İlk başta, ilk hareketi sağlamak için, taksiciye üç şeyden birini söylemeniz gerekir:
1-nereye gideceğinizi söylemek,
2-nereden gideceğinizi söylemek,
3-öndekini takip edelim demek.

Örneğin Taksim Meydanı'ndan bindiniz. Ya "Levent'e gidiyorum" dersiniz, ya "Gümüşsuyu'ndan aşağıya doğru gidelim" dersiniz, ya da "önde arkadaşımın arabası var, onu takip edelim" dersiniz. Genelde ilk seçenek tercih edilir çünkü o taksinin patronu siz olmakla birlikte, o işin uzmanı ve uygulayıcısı taksicidir. Taksiciye "hedef" söylenmediği sürece tedirgin olacak ve sizi de tedirgin edecektir. Örneğin "Gümüşsuyu'ndan inelim" dediniz ve Dolmabahçe'ye indikten sonra tekrar Maçka'ya yönlendirdiniz. Taksici size "abi, sen gideceğimiz yeri söyle istersen, ben götüreyim" der, çünkü işin uzmanı olarak, yanlış rota çizildiğini düşündüğünde müdahale eder. Ücretlendirme kilometre başına olmakla beraber, iş, müşteriyi gitmek istediği yere götürmektir. Yani işin sorunsuz ilerlemesi için, parayı veren değil, işin uzmanı olan, o konuda daha bilgili olan kişi kararları vermelidir.

Mantık olarak, üç şeyden birini ama mümkünse sadece birini söylemeniz gerektiğini bilirsiniz. Yani "öndeki arabayı takip edelim, ama o Beşiktaş'a gidiyor, biz Levent'e gidelim" diyemezsiniz. Veya Taksim'den binip, "sahilden Levent'e gidelim" derseniz, "abi sahilden Levent'e gidilmez." cevabını alırsınız muhtemelen. Bunu ancak iki kişi bindiğinizde, veya yoldan birini alacağınızda, özellikle belirterek isteyebilirsiniz: "Ortaköy'den bir arkadaşı alıp Levent'e devam edeceğiz." diyebilirsiniz mesela. Tabi o zaman ödeyeceğiniz ücret, doğal olarak Taksim-Levent ücretinden epey daha fazla olacaktır ve bunu sizin isteğinizle yaptığınız için, itiraz etme hakkınız olmaz.

Bu hikayeyi, tüm iş hayatını anlatan bir benzetme olarak okuyun şimdi. 

Müdürünüz sizden hem belirli sonuçlar isteyip, hem de gün içinde hangi işleri yapacağınızı söylediğinde kızıyorsunuz değil mi? Ya da rakiplerin yaptıkları şeyleri takip edip, onları yaparak, yine de kendi iş sonuçlarınızı sağlamanızı beklediğinde...

Ben bu hikayeyi kendi işimi, dijital reklamcılığı düşünerek okuduğumda, şehre ilk defa arabalar geldiğinde, ulaşım aracı olarak değil de deneyim ve keyif için binilen bir taksi işletiyormuşuz gibi geldi. Sorsan herkes Levent'e gitmek istiyor, ama bir yandan da sahilden gidip caka satmaya meraklı. Ne de olsa şirket parası, biz keyifli keyifli sahilden gidelim, sonra bir şekilde Levent'e çıkarız oradan!

0 comments:

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için çok değerli. Şimdiden teşekkür ederim.

Son zamanlarda en çok okunan yazılar: